Açılar ; şüphesiz astrolojiyi öğrenmek isteyenlerin incelediği önemli kavramlardandır.

Gezegen semboliklerinin anlamını kavramak ilk adımdı. İkinci adımda gezegenlerin düştüğü burçlar ile oluşturduğu “anlam yapısını” kavramamız gerekiyordu.  Bu noktada bir gezegenin kendi özellikleri ile düştüğü burcun ona kattığı özellikleri harmanlamak oldukça önemliydi. Artık son aşamada her gezegen ve düştüğü burcu özetledikten sonra bu gezegenlerin “birbirleriyle nasıl etkileşime geçeceği” adımında ise “açılar” devreye girecek!

Örneğin;

Ay Yengeç ile Mars Akrep birbirlerine “üçgen” ile irtibata geçtiklerinde önü alınamaz ya da durdurulması zor bir “güvenlik – savunma” mekanizması çalışmaya başlayacaktır. Çünkü üçgen akışı kolay ve pürüzsüz olan bir açı çeşididir.

Açılar;

Nedir bu açılar meselesi derseniz; çok basit bir şekilde “gezegenlerin birbirleriyle iletişimi” ya da “enerji aktarımı” diyebiliriz.

Teknik olarak ise; Astrolojide iki farklı gezegenin veya uzayda iki farklı referans noktasının birbirine olan uzaklığı “açılarla” ifade edilir. Dünyayı merkeze koyarak gezegenler arası açıları genellikle ekliptik üzerinde ölçümlendiririz.

Bu ölçümlemede bir çeşit “faz” mantığı ile 360 derecenin parçalarını takip etmek ilk adımımız olur. İzdüşüme göre bazı açılar destekçi, enerjisi rahat akan ve gezegenler arası etkileşimin kolay olduğu haldedir.

Bazı açılar ise durduran, kısıtlayan ya da zorlayıp harekete geçiren doğada olurlar. Bahsettiğim üzere 360 derecelik döngüde bazı etkiler daha net hissedilir.

Şimdi sıkça karşılaşabileceğimiz açıları birlikte inceleyelim!

1-Kavuşum

İki gezegenin aynı derecede durması, izdüşüm olarak eş noktada olması halidir.  Bu noktada bir ek bilgi olarak paralel açının ve antisyumun da benzer etkiler taşıdığını belirtmemiz gerek. Bu konulara ise ilerleyen yazılarımda yer vereceğim.

Kavuşum yapan gezegenler artık anlam bakımından “birlikte” yorumlanır. Bahsedilen tüm özellikler iç içe geçerek artık çifte vurgu taşıyan tek bir anlam ifade eder. Bizler bunu Astroloji Akademisinde (www.astrolojiakademisi.com) kavuşan gezegenlerin “ortak kelimeler”ini birleştirerek inceliyoruz. Örneğin Merkür – Venüs birlikte fazlaca “ticaret, alışveriş” vurgusu yapar.

Bu arada Güneş’le ilgili bir istinamız var. Bir gezegen Güneş’e 8 derece 30 dk orb dahilinde yakınsa – diğer bir tabirle “bir gezegen Güneş ile bu orbda kavuşuyorsa” o gezegen “yanık” combust olarak değerlendirilir.

Bu yanık / combust gezegen tüm kontrolünü Güneş’in hakimiyetine verir ve hükmü kalmaz. Kral Güneş artık bu gezegenin nasıl hareket edeceğine büyük ölçüde karar verecektir. Güneş bu gezegene bu kadar yakın parladığında, o gezegen gökyüzünde gözükmez.

2-Karşıt

İki gezegenin birbirine 180 derecelik orbta olması ; yani karşı karşıya durma halleridir.  Burada kavuşumdan farklı bir durum yaşanır. Bu iki gezegen kendi özelliklerini koruyarak birlikte bir denge kurmaya çalışır. Anlamlarını kaybetmezler fakat birlikte var olmayı öğrenmeleri gerekir.

Birbirine karşı duran cisimler “farkındadır” ve bazen “köprü kurmak” bu farkındalıkla daha kolay ya da “anlaşılır” hale gelir. Bazen de gezegensel özelliklere göre birbirlerine gerçekten karşı duran temalarla da karşılaşabiliriz. Tıpkı rakibinizle yüzleşmek gibi.

3-Üçgen

İki gezegenin birbirine 120 derecelik orbla durma ya da birbirlerine pürüzsüz akışta olma halidir. Bu birbirlerine yaptıkları etkileşim ya da enerji transferinde bir istikrar, süreklilik ya da pürüzsüz bir akış var ya da önünü almak oldukça zor anlamını taşır. En kolay ve zahmetsiz enerji transferi üçgen açıda oluşur. Kolay olduğu için farkındalık yaratması zordur. Üçgen açıyı yapan gezegenler aynı elementi paylaşırlar.  Üçgenler popüler yorumlarda oldukça “iyicil” bilinmesinin aksine çoğu zaman “önü alınamayan” şeyleri ifade eder.

4-Kare

İki gezegen birbirine 90 derece dik açı ile duruyorsa, birbirlerine “kare” yapıyorlar deriz. Kare açı oldukça aktif, bazen yok edici, bazen de harekete geçirici şekillerde çalışır. Burada direnç ya da aksiyon konu her ne ise oldukça yüksektir. Harcanan enerji de aynı şekilde yüksek olur.

Bir haritada fazlaca kare açı görülmesi orada bir mücadelenin var olması anlamına gelir. Örneğin Mars – Venüs kareleri fizik beden enerjisini fazlasıyla harcama anlamına gelebilir. Venüs – Jüpiter karesi de fazlasıyla “hazcılık” ya da “enerjiyi koruma sonucu atalet” manasına da gelebilir. Burada püf nokta; gezegenlerin birbirleriyle ilişkileri ve düştükleri burçların sembolize ettiği temaları doğru birleştirmektir.

5-Altmışlık 

İki gezegenin birbirine 60 derece orbla durması, birbirlerinden tam 2 burç ara ile durmaları halidir. Genel anlamda “irade” açısı olarak bilinir. Fırsat eğer siz elinizi uzatır ve efor sarfederseniz orada durmaya devam eder. Yani bu size bağlıdır. Örneğin yapılması gereken yazı işleriniz var ve bunu yaparsanız yazılarınız bir dergide yayınlanacak. Bu durumda genel anlamda Merkür ve Jüpiter’in ya da İkizler’deki Mars ile Aslan’daki Jüpiter gibi bir görünüm düşünebiliriz. Allah bize de nasip etsin, öptüm bay 🙂

6-150’lik ya da Quincunx 

İki gezegen birbirine 150 derece ya da 5 burç uzaklıktaysa, birbirlerine 150’lik açısı yapıyor demektir. Bu bazen “görmemek”, “görmek istememek”,”iki olguyu birleştirmekte zorlanmak” gibi anlamlarla ifade edilir.

Örneğin Mars’ınız Satürn’ünüze 150’lilik yapıyorsa bazen tembellik yapıyor ya da sorumluluklardan kaçıyor olabilirsiniz 🙂 Ya da Merkür’ünüz Neptün’ününüzü görmüyorsa istemediğiniz görüşmeleriniz sosyal medyaya düşmeye mahkum olabilir 🙂

Çoğunlukla bu açı kaza açısı olarak da değerlendirilir. Fakat yine gezegenler ve burçlar yorum açısından anlama zenginlik katacaktır.

7-135’lik ya da Sesqiusquare 

Çoğunlukla Astroloji öğrencilerinin öğrenirken çok zorlandığı (maalesef kaynaksızlık ya da yüzeysel anlatımlardan ötürü) fakat bizlerin Astroloji Akademisi kaynaklarından şıp diye öğrendiğimiz anlaması oldukça basit bir açıdır.

Bir gezegen diğer gezegene 135 derecelik bir orbla dokunuyorsa, bu iki gezegen arasında bir “yırtılma, ayrıksılık, çözülmesi güç sorunlar” anlamına gelecektir. Benim akademide en akılda kalıcı örnek olarak benimsediğim Bülent Ersoy’dan sizlere de bahsedeyim. Devrim Dölen hocamız bu örneği açıklarken Bülent Ersoy’un Venüs’ünün Mars’ına yaptığı 135’liğe vurgu yapmış. Kendisinin erkeklik organının kesilip alındığını hepimiz biliyoruz.  (Detaylar ve Bülent Ersoy’un kuşe kağıda baskılı bombe örneğinin olduğu yazıya buradan ulaşabilirsiniz; https://www.astrolojiakademisi.com/135lik-aci/)

Ek Bilgi

Bir websiteyi tek başına kurgulamak ve yazıları editlemek kolay olmuyor 🙂 Dolayısıyla bazı yazım yanlışları ya da devrik cümleler olabilir. Farkettiğin eksiklikler veya düzeltmeler için sosyal medyada @astrologicbyecem Instagram hesabıma mesaj atabilirsin.